30. Cüz Türkçe Meali Kuran Kerim

  • Konbuyu başlatan MeLiS
  • Başlangıç tarihi

[XFB] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kur'an-ı Kerim Mealleri kategorisinde MeLiS tarafından oluşturulan 30. Cüz Türkçe Meali Kuran Kerim başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 295 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 2 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kur'an-ı Kerim Mealleri
Konu Başlığı 30. Cüz Türkçe Meali Kuran Kerim
Konbuyu başlatan MeLiS
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan MeLiS
M

MeLiS

Ziyaretçi
30. CÜZ BİZE NE ANLATIYOR ?

Bu cüzde Nebe, Naziat, Abese, Tekvir, İnfitar, Mutaffifin, İnşikak, Buruc, Tarık, Âla, Ğaşiye, Fecr, Beled, Şems, Leyl, Duha, İnşirah, Tin, Alak, Kadr, Beyyine, Zilzal, Adiyat, Karia, Tekasür, Asr, Hümeze, Fil, Kureyş, Maun, Kevser, Kafirun, Nasr, Tebbet, İhlas, Felak ve Nas sûreleri yer alır. Beyyine, Zilzal ve Nasr Sûreleri Medine’de, diğerleri de Mekke’de nazil olmuştur.
?Nebe, haber demektir. Buradaki haberden maksat kıyametin haberidir. Sûreyi üç bölümde incelemek mümkündür.
?1-16 ayetler arasında kıyametin kopmasından şüphe duyanlara “ileride farkına varacaklar” ikazı yapıldıktan sonra Allah teâlânın varlığının delillerinden bazıları anlatılır. Yerin bir döşek gibi yaratıldığından, dağların yere sağlamlık kazandırmak için çivi gibi çakıldığından ve türlü türlü nimetlerin yaratıldığından bahsedilir.
?17-30 ayetler arasında kıyametin kopma şeklinden ve cehenneme girenlerin karşılaşacağı dehşetli manzaralar anlatılır.
?31-40 ayetler arasında ise cennete girenlerin göreceği nimetler ile Allahın huzurunda izin almadan kimsenin konuşamayacağından ve hesap günü geldiğinde kafirlerin toprak olmayı isteyecekleri anlatılır.
?Naziat, zorla çekip çıkaran demektir. Bunlar kafirlerin canlarını zorla çekip çıkaran ölüm melekleridir.
?1-14 ayetler arasında Allah teâlânın verdiği görevleri yerine getiren meleklerin vazifelerinden ve kıyametin kesinlikle kopacağından bahsedilir.
?15-26 ayetler arasında Hazreti Musa’dan ve iman etmeyen firavundan bahsedilir. Firavun kendisini ilah olarak görecek kadar ileri gitmesine rağmen Allah teâlâ onu uyarmak için Peygamber göndermiştir.
?27-46 ayetler arasında Allah ın yüceliğinden, kıyametin kopacağından ve kıyametin kopma gününün Allah’tan başka kimse tarafından bilinmediğinden ve cehennemin dehşetli bir yer olduğundan bahsedilir.
?Abese, yüzünü astı, eşitti demektir. Hazreti Peygamberin uyarıldığı sûrelerden biridir.
?Peygamber Efendimiz Mekke’nin ileri gelenleri ile bir mecliste otururken âma olan Abdullah b. Ümmü Mektum Rasûlullah’a seslenir. Peygamber Efendimiz Mekke’nin ileri gelenlerini hep bir arada bulamadığı için yüzünü o eşitir ve meclise döner. Bunun üzerine Allah uyarı da bulunur.
?17-32 ayetler arasında insanın nankör olduğu anlatılır. Zira o yoktan var edilmiş ve kendisine türlü nimetler verilmiş, yine de nankörlük etmiştir.
?33-42 ayetler arasında kıyametin kopmasından ve koptuktan sonra aile fertlerinin birbirlerinden kaçmaları anlatılır. Bazı yüzlerin ak bazı yüzlerin ise kara olacağı da anlatılır.
?Tekvir, güneşin ışığının ve enerjisinin alınıp dürülmesi demektir.
?1-14 ayetler arasında kıyametin kopma şeklinden bahsedilir. Güneşin ışığının alınması, yıldızların dökülmesi gibi. Ayrıca diri diri toprağa gömülen kız çocuklarına Allah “Neden gömüldüklerini soracak” onları gömenleri muhatap bile almayacak.
?15-29 ayetler arasında Allah yeminli ifade ile Kuran’ın değerli olan Cebrail aracılığıyla gelen bir kitap olduğu, onun şair ve kahin sözü olmadığı ve dileyenin öğüt alacağı anlatılır.
?İnfitar, parçalanma/yarılma demektir.
?1-19 ayetler arasında önce kıyametin kopma esnasında vuku bulacak bazı gök ve yer olaylarından sonra insanın hiçbir şey değilken Allah’a meydan okumaya iten sebebin ne olduğu sorulur. Ardından din gününde kimsenin kimseye hiçbir fayda veremeyeceği anlatılır.
?Mutaffifin, ticarete dolandırıcılık katan kişi demektir.
?1-6 ayetler arasında ölçü ve tartıda hile yapanların Allah teâlânın huzuruna toplanıp hesap vereceği anlatılır.
?7-17 ayetler arasında facirlerin, günahı işlemekten utanmayanların siccin isimli cehenneme atılacağı anlatılır. Allahın cemalinden mahrum edilecekleri anlatılır.
?18-36 ayetler arasında iyilerin nimetler içinde olacakları, zira dünyada kafirlerin alaylarına maruz kaldıkları ve sabrederek cenneti hak edişleri anlatılır.
?İnşikak, yarılma demektir. Burada göğün yarılması anlamındadır.

?1-15 ayetler arasında kıyametin kopması esnasında vuku bulacak göğün yarılması, yerin yayılması ve insanın eninde sonunda Rabbine kavuşması, hesap kitabı sağdan verilenlerin kolaylık göreceği, kitabı soldan verilenlerin ise zorluk çekeceği anlatılır.
?16-25 ayetler arasında Allah teâlâ bazı zamansal olaylara yemin vurgusu yaptıktan sonra insanın ahiret gününde halden hale gireceğini belirtir. Bazı kimselerin iman etmekten imtina ettiği, bazılarının ise iman ettiği vurgulanır.
?Buruc, gökteki yıldızlar grubuna denir. Burc kelimesinin çoğuludur.
1-11 ayetler arasında ateş çukuruna atılan müminlerin ve onlara bu azabı reva gören kafirlerin durumundan bahsedilir.
?12-22 ayetler arasında Allah ın azabının çetin olduğundan, onun affeden ve seven olduğundan, arşın sahibi olduğundan ve dilediğini yaptığından bahsedilir.
?Tarık, delip geçen yıldız demektir.
?1-17 ayetler arasında insanın kendi yaratılışına bakması gerektiği, Allah’ın huzurunda hiçbir gücün onu korumayacağı ve tuzak kuranlara Allah ın fırsat verdiği zira tuzakları boşa çıkaranın Allah olduğu anlatılır.
?Âla, en yüce demektir.
?1-19 ayetler arasında Allah ın yüceliğinden, öğüdün Allah’tan korkana fayda vereceği, eşkıya ruhlu kimseye fayda vermeyeceği ve dünya hayatı yerine ahiret hayatının daha tercihe şayan olduğu anlatılır.
?Ğaşiye, kaplayan, örten demektir. Her tarafı kuşatacak olan kıyamet anlamındadır.
?1-16 ayetler arasında kıyamet günü geldiğinde yüzlerin korkudan donup kalacağı, dünya hayatını boş şeyler ile dolduran kimsenin cehenneme atılacağı ve bazı yüzlerin çok güzel olacağı, cennet nimetlerine kavuşacağı anlatılır.
?17-26 ayetler arasında Allah ın varlığının delillerinden bazıları anlatılır. Devenin yaratılışı, göklerin ve yerin yaratılış şekilleri anlatılır. Son olarak da Peygamberimize hitaben: “Sen onların üzerine zorba değilsin. Dileyen iman eder dileyen etmez, onların hesabının Allah’a ait olduğu vurgulanır”
?Fecr, sabah namazı vakti aydınlığı demektir.
?1-14 ayetler arasında Allah bazı zamansal olaylara yemin eder. Ardından akıllarını kullanamadıkları için helak edilen kavimlerden bir kaç tanesi anlatılır. Kendisinin daima gözetleme yaptığı vurgusu yapılır.
?15-30 ayetler arasında insanın nimet kazandığı zaman kendisine değer verildiğini, nimet elinden alındığı zaman ise nankörlük yaptığı anlatılır. İnsanın kıyamet koptuktan sonra aklını başına alacağı ama bunun da fayda vermeyeceği vurgusu yapılır. Ardından mütmain nefsin razı olunmuş bir şekilde cennete gireceği söylenir ve Sûre biter.
?Beled, şehir demektir. Burada Mekke şehri anlamındadır.
?1-20 âyetler arasında öncelikle kendisini yenilmez zanneden insanın da yenileceği anlatılır. Sonra akabe’nin ne olduğunun cevabı verilir. Son olarak da hesap kitaplarını sağdan veya soldan alanların durumuna değinilir.
?Şems, güneş demektir.
?1-15 âyetler arasında Allah bazı zamansal olaylara yemin ettikten sonra insana iyiliğin de kötülüğün de ilham edildiğini anlatır. Ama insan iyi olmak yerine kötü olmayı tercih etti. Son olarak da Salih peygamberin mucizesi olan deveyi kesenlerin karşılaşacağı ceza söylenir.
?Leyl, gece vakti demektir.
1-21 âyetler arasında Allah bazı zamansal olaylara yemin ettikten sonra insanların değişik işler yaptığını belirtir. Bazıları kötülük yapmayı huy edindiği için ona kötülük yapmak kolay gelir. Bazıları da iyi olmayı huy edindiği için ona iyilik yapmak kolay gelir.
?Duha, kuşluk vaktinin başlangıcıdır.
?1-11 âyetler arasında Allah bazı zamansal olaylara yemin ettikten sonra Peygamberimizi yalnız bırakmayacağını belirtir. Sonra peygamber efendimizin de yapmasını istediği bazı davranışları hatırlatır.
?İnşirah, gönül rahatlığı demektir
?1-8 âyetler arasında Allah Peygamberimize ihsan ettiği bazı nimetleri hatırlatır. Her zorluğun içinde bir kolaylığın olduğu iki defa vurgulanır ve daima Allah’a yönelinmesi gerektiği ifade edilir.
?Tin, incir demektir. İncirin kendisi ya da yetiştiği yer kast edilmiştir.