DOĞAL İLAÇ

  • Konbuyu başlatan MeLiS
  • Başlangıç tarihi

[XFB] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Sağlıklı yaşam sırları kategorisinde MeLiS tarafından oluşturulan DOĞAL İLAÇ başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 182 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Sağlıklı yaşam sırları
Konu Başlığı DOĞAL İLAÇ
Konbuyu başlatan MeLiS
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan MeLiS
M

MeLiS

Ziyaretçi
DOĞAL İLAÇ

( Ingilizceden tercüme Mevlâna
Şeyh Muhammed Nazım El Hakkani k.s Hazretleri)

Bu yeni bir ilaç ve tedavi kitapçığı için kısa bir giriş. Günümüzde insanların buna çok ihtiyacı var, çünkü hastalıklar artıyor ve doktorların veya bilim adamlarının bu hastalıkları tedavi etmek için isimleri, tedavileri veya ilaçları bulmaları giderek daha da imkansızlaşıyor.

Basit hastalıkların basit ilaçları vardır, lakin insanların gelişimi ve itaatsizliklerin artışı ile, hastalıklar da ilaçlara karşı itaatsiz olmaya başladı ve artık tedavi edilemiyor. Yüce Allah'ın izniyle çok ağır bir hastalık basit bir ilaçla da yenilebilir, lakin insanlar İlahi Kanunlara daha fazla sadakatsiz ve itaatsiz oldukça, basit hastalıkları tedavi etmek de o kadar imkansızlaştı, hatta en basit olanları bile.

Günümüzde tedavi olmak için çok fazla ilaç kullanman gerek. Sanma ki bu ilaçlar ve ameliyatlar bir işe yarar! İnsanlar itaatkar kullar olsa idi, Yüce Allah bu hastalığı giderebilir ve sağlığı verebilirdi. İnsanların ilaçların hastalıkları giderdiğine inandığı sürece bu hastalıklar hiç bir zaman gitmeyecektir. Yapay ilaçların ağırlığı onları yorgun hale getirecek veya hatta bilinçlerini yitirecek. Sonra bu güçlü ilaç ve zehirin etkisi gittiğinde, bakteriler ve mikroplar uyanıp acele etmeye başlayacaklar ve organları yiyecekler çünkü Yüce Allah emir verir: ‘Yok et!’

Bütün bunların nedeni itaatsizlik. Bu insanlar asla sağlığın Allah'tan geldiğini düşünmüyor, hapların ve ameliyatların sonucu olduğunu düşünürler. Bu büyük bir günah. Birkere Pakistan, Karaçi de bir doktoru ziyaret ettim. Basit bir muayehaneydi. Kapının üzerinde kutsal Kuran'dan kutsal bir ayet yazıyordu: 'Hastalandığım zaman bana O, şifâ verir.' (26:80).
Bu bir doktora gelen herkes için büyük bir uyarı. 'Bu doktor hiç bir şey bilmiyor' demek doğru değildir. Tedavi doktordan ve ilaçtan gelmiyor, lakin Allah'tan. İnsanlar bu inancı ve cenneti bıraktığında, binlerce ve binlerce hastalıklar üzerlerine düştü, sadece 360 organ olsa da.

Bazı insanlar bir çok doktora gittikten sonra bana gelirler. Diyorlar ki, 'Bu hastalığın nasıl tedavi edileceğini kimse bilmiyor!' Benim anladığım hergün yeni hastalıkların ortaya çıktığı ve profesörlerin bile hakkında birşey bilmedikleridir. Kısmen çok ilginç hastalıklar hakkında: gözler, kulaklar, dil, beyin, boğaz, kalp, karaciğer, ciğerler, mide, böbrek, kemikler, kan, burun...
Bizim günümüzde bunun gibi karmaşalar vücutlarımızdan çıkıyor. İnsanlar hasta oluyor, hasta hissediyor, doktora gidiyor, laboratuarlara, röntgen çektiriyor, hasta hissediyor, tekrar gidiyor ve sonrasında komple sağlık kontrolü yaptıktan sonra doktor onlara der ki:

'Yanlış birşey yok'
'Ama ben hastayım'
'Herşey yolunda'
'Ben hasta hissediyorum kendimi'.

Kendini hasta hissetmekte başka bir cezalandırmadır. İlacı yok lakin uyuşturucu ilaç verilecekler beynin bir kısmının çalışmaması için ve unutturmak için. Doktor kendini bu uyuşturucuları vs. vermeye zorunlu hissedecek, hasta rahatsız olmasa da, doktor onu zehirleyecek. Milyonların bu tür hastalığı var.

En son doktorların dediği şey 'Kafanızı kesmemiz gerek' olacak. O vakit beyine dokunacaklar. Bu en zor ameliyatlardan, kimse bunu kabul etmemeli. Kalp ameliyatları da aynı: tehlikeli ve umutsuz.

Bir bıçak kullanmak her zaman acı vericidir, lakin şimdilerde doktorlar genelde acele edip keserler. Bu o kadar zor ve acı verici ki. Bıçak kullanmadan her hastalık için bir tedavi vardır, doğal ilaç. Belki daha uzun sürebilir lakin yan etkileri yoktur.

İnanıyoruz ki hasta olmak için insanların çok fazla sebepleri var. Bazıları fiziksel sebepler, bazıları manevi. Ve böylece biz inananlar her hastalığın sadece bir rahatsızlıktan dolayı geldiğini ve sadece bu hayat ile alakalı olduğunu kabul etmiyoruz. Bu keza insanları etkileyip hasta eden İlahi bir tepki.

Tüm Peygamberler ümmetlerine bildirdi ve tavsiye etti, inananlarına, takipçilerine, hastalıklara karşı sadakayı kullanmalarını. Bu sadece İslam da değildir sadakanın size hastalıklara karşı bir korunma verdiğini söylediğimiz. Her din Peygamberleri aracılığı ile hayır yapmanın ve sadaka vermenin ne kadar önemli olduğunu beyan etti.

Bu sebeple biz tüm Peygamberlerin verdikleri gibi aynı emirler tekrar ediyoruz, son Peygamber dahil, Selamet onun üzerine ve üzerlerine olsun. Sadakalar ilk önce yapılmalı veya verilmeli. Her hangi bir ilaç kullanmadan önce insanlar hayır yaparak kendilerini iyileştirmeye çalışmalılar. Bu nedenle sadaka bu kadar önemli.

Bunu anlayabilirsek, tedavi inananlar için kolay olur. İnanmayanlara iyileşmek çok zordur. Ruhlar inananlara iyileşmeye yardımcı olur, lakin inanmayanların ruhu kendilerine karşı olur ve onları asla desteklemezler. Böylelikle inanmayanların iyileşmesi sürdükçe sürer veya belkide hayatlarının son anlarına kadar kalır.

İnananlar, her halükârda, çünkü ruhları onları desteklediğinden ve yardım ettiğinden, hızlıca tedavi edilir ve iyileşirler. Yani bir hastalığın tedavisi ve iyileşmesi için en önemli etken hayır vermektir
-
'SADAKA'.

Yaşayan insanlara, bilinmeyen hastalıklara karşı korunmak için en korkunç ve en tehlikeli zaman. Doktorlar ve araştırmacılar araştırdıkça onlara karşı daha fazla hastalık ve daha fazla ilaç ve tedavi bulacaklar. Sınır koymak imkansız olacak. Hastalıkların sayısı ve tedavilerin sayısı günümüzde zirveye ulaştı. Bu doktorları ve bilim adamlarını yoruyor ve onlar hastalıkların yayılmasını engellemek ya da onları kontrol edebilmek için umutsuz bir noktaya geliyorlar. Bu nedenle insanlığı tedavi etmek için bazı temel ilaçlar arıyoruz. Her hasta kişi için ilk tedavi: inanmalıdırlar.

İnanmamak, hastalıkların sonsuz nedenlerini bir ceza olarak getirir. Ve böylece, tüm insanlık için ilk tedavi: Evrenlerin Rabbinin varlığına inanmak en önemli şeydir. İkincisi, insanlar uyarıyı, nasihati kabul etmeli. En başta Göklerin Rabbinden, ikincisi O'nun Peygamberlerinden ve üçüncüsü Allah dostlarından. Yüce Allah'ın, sevgili Peygamberi Seyyidina Muhammed'in, tüm Peygamberlerin ilahi uyarılarını dinlemezler ise, ve de Peygamberlerin varislerinin nasihatlerini kabul etmezler ise: Allah dostlarını, mübarek kimseleri, onlar o vakit ızdırap çekecekler ve artık onlar için bir tedavi olmayacak.

Belki de tedavi onlar için bir ceza olabilir. Günümüzde neredeyse her tedavi ameliyatla gerçekleşir ve ameliyat gerçek bir tedavi değildir. Bu yüzyıla kadar, ameliyat abartılı şekilde kullanılmaya başlanmamıştı. Bugün hastalıkları tedavi etmede ameliyat en önemli işlemdir. Doktorların belki de % 99'u ameliyat bıçağından başka birşey kullanmak istemiyor. Onlar kesmek, dikmek, eklemek ve mahvetmekten başka birşey istemiyorlar! Bu tedavi değil, bir cezadır.

Bu yüzden diyoruz ki: herkes Göklerin Rabbinin Varlığına iman etmeli, tüm bu evrenin Yaratıcısının Varlığına ve İrade Gücüne inanmalı. Aynı zamanda kullarının tedavisinin sadece O'nun İrade Gücü ile geldiğine inanmalı. Sadece O isterse, insanlara tedavi gelebilir, hasta insanlara. Eğer istemez ise, daha fazla ceza gelecek, tedavi değil.

Bu nedenle insanların sadece çok az bir oranının bedenlerinde bıçak kesikleri yok. Bu doğudan batıya tüm dünyaya ulaşan bir ceza yolundan biri. Hastalık günümüzde yaşayan insanlar için bir ceza. Bu cezayı aldıktan sonra, istedikleri tedavi onlar için başka bir ceza ve bunun sonucu kötürüm olmaları. Günümüzde vücüdun her kısmı kesildi, açıldı ve ızdırap çekti: baş, kalp, karaciğer... Vücudun her kısmı bıçaklardan dokunuldu. Bütün bunlar başka bir ceza: hastaya rahat vermeyecek, katiyen! Bu bir tedavi değil.

Bana verilen yetki ile tüm insanları Efendimizin sözlerini duymaya ve dinlemeye tavsiye ediyorum. Dinlemez ve itaatsiz olurlar ise, bu ceza onlara hergün yağacak ve hiç bir tedavileri ve ilaçları olmayacak. Bedenlerine veya zihinlerine veya kalplerine mutluluk ve de rahatlık olmayacak. Bu O'nun sevgili habercisi Seyyidina Muhammed S.a.v.'ide dinlemeyi gerektirir. Yüce Allah ona her türlü tedaviyi öğretti.

Her hastalık Peygamber S.a.v. tarafından iyi bilinir ve kendisine her türlü hastalık için ilaç ve tedaviler hakkında ilahi bilgiler verildi. Bu ilahi tedavilerin bazılarını kullanmanızı tavsiye ediyoruz, sadece basit ilaçlar, doğal ilaçlar, çünkü bedenlerimiz doğaya aittir ve tedavisi sadece doğal ilaçlar yoluyla gelebilir. Günümüzde yetişen her yapay şey, insanlığın doğasına aykırı. Bu nedenle durdurulmalıdır! Her yapay, sentetik ilaç yapımızın doğasına aykırıdır ve bu yüzden durdurulmalıdır. Vücudumuzun yapısına zarar verir.

20. yüzyılın insanları sabrını kaybetmiş. İnsanların sabrı yok. Hızlı bir tedavi istiyorlar ve doğal ilaçlarla tedavi zaman alır, ancak insanlığın sabrı yoktur ve acılarınının ve ızdıraplarının çabucak son vermesini isterler. Bu nedenle yeni yapay güçlü ilaçlar istiyorlar ve vücutlarına zarar vermesi onlar için önemli değil. Onların tek ilgisi acılarını ve ızdıraplarını çabucak durdurmak.

Hasta insanlar için önemli bir tavsiye: doğal ilaçları kullanmak için yeterince sabırlı olmak. Bu doğal ilaçlar, dünyadaki yaşamın başlangıcından bu yana yüzyıllar boyunca kullanılmaktadır. Çoğunlu insanlara ilahi bilgilerle, peygamberler ve elçiler aracılığıyla öğretildi. Peygamber Seyidina Muhammed S.a.v. tarafından tamamlandı. İnsanoğlu ayrıca bedenini sağlam tutmaya çalışmalıdır.

Bunu yapmanın yolu, vücudumuza zararlı olan her şeyi uzak tutmaktır. Fiziksel bedenimize zarar veren her şey, ilahi mesajlar, ilahi bilgiler, ilahi tavsiyeler ve ilahi tedavilerde bahsedildi. Bu kuralları muhafaza etmeli ve Kutsal Kitaplarda yazılı olan ve Yüce Allah tarafından yasaklanan her zarar verici şeyden uzak durmalısınız. Bunlara karşı devam ettiğiniz sürece cezalandırılacaksınız ve hiçbir tedaviniz olmayacak. Hastalıklar asla durduk yere ortaya çıkmaz: Ya o kişiyi itaat ettirmek için bir cezadır ya da başkalarına tedaviyi göstermektir içindir. Ve böylece, alkol içenler cezalandırılmalıdır. Vücuduna zarar veren tüm içecekler yasaktır ve içilmemelidir.

Buna karşı çıkan ve 'Sadece birazcık..' diyen herkes biraz cezalandırılacak. Bir kişi az zehir içerse, az acı çeker. Daha fazla alırsa, daha fazla acı çekecektir. Çünkü yasaklanmış şeyler manevu ve fiziksel olarak zehirlidir. Biri sigara içerse cezalandırılmalıdır. Eğer az ise biraz cezalandırılır. Eğer çok fazla olursa, ceza çok büyük olur. Bir kişi domuz eti yerse haram olduğundan, bu vücuduna zarar verir, cezalandırılmalıdır.

Erkek ve kadın haram olan eylemlerde bulunurlarsa: bir kez, iki kez, üç kez, bir şey onlara saldırabilir ve cezalandırılırlar. İnsanlar bahsettiğim tüm bu şeyleri terk edene kadar er ya da geç cezalandırılacaklar. Peygamber zamanında insanların çoğu cahillerdi ve her şeyi yapıyorlardı. Sonra İslam geldi, kabul ettiler ve Rab'bin emriyle temizlendiler. Ve eğer bugün birisi cehaletten yanlış yapıyorsa ve sonra 'Bunu sona erdiriyorum ve şimdi Rabbim, Seni dinliyorum ve itaat ediyorum..' derse, o zaman hastalıklar İlahi İrade ile hiçbir ilaç kullanmadan giderilebilir. Onun için tedavi budur ve bu tamamdır.

İnançsızlık, 'Küfür', ortadan kalktığında, kötü olan her şey de giderilir. Ancak, yasaklanmış her şeyin hastalıklar ve bilinmeyen hastalıklar getirdiğini iyi bilmelidir. Günümüzde olduğu gibi, bilinmeyen hastalıklar eşcinsel insanlar aracılığıyla bize geliyor ve ilaç yok, tedavi yok, çünkü bu, Göklerin Rabbinin Kutsal Emrine aykırıdır. Bir tedavi bulurlarsa, başka bir umutsuz hastalık gelecek, çünkü Yaratan çok fazla bakteri ve virüs yaratıyor, Sonsuz ... Bu nedenle ilk koruma, bedeni tehlikenin önüne koymak değildir. Tıpkı elini bir elektrik teline koyan biri gibi acı verici tepkiyi hissedecektir.

Hastalıklarla doğan çocukların ebeveynleridir cezalandırılan, çocuklar değil. İnsanlar dikkatli olurlarsa korunurlar. Bu insanlar için tedavi kolaydır. Basit! Hayatın kaynağı olan su bile onlara tedavi verir ve ilaç olabilir. Allah soğuk su ve sıcak su yarattı. Soğuk suda veya sıcak suda, çamurda uzanabilirsiniz ve vücudunuz yenilenmiş gibi olabilir. Biraz su iç ve için temizlenebilir. Üzüm yiyebilirsin ve bu sana ilaç gibi gelecek. Kavun yiyebilirsin ve bu sana kuvvet verecektir. Buğday yiyebilirsin ve bu sana güç verecektir. Yüce Allah'tan lütuf olarak kullandığımız her şey aynı zamanda bizim için güç ve ilaç olacaktır.

Bu şekilde, Adem'in çocuklarının Rabbi olan Göklerin Efendisi, her şeyi yarattı ve her şeye bir tedavi verdiğinden başka ilaç aramaya gerek kalmaz. Yaşam gücü her yiyeceğin içinde ve aynı şekilde her yiyecek bir ilaçtır. Tek şart, “kulunun sağlığı için yaratan Allah'ın adıyla; yemek yerken veya içerken demek. Herşeyde O'nun Adını kullanın ve bu sizin için ilaç ve tedavi olacaktır. Rabbimizin bunu yaratmaktaki tek amacı budur. Kulları tarafından kaçınılmaması. Daha sonra 'Bunu yeme, buna dokunma, bunu kullanma ...' diyen doktorlara veya uzmanlara giderler. Bu bir tedavi değil, bu bir ceza çünkü O'nu kullanmıyorsun onu yaratan Rabbinin adını.

Böylece Allah sizi Kendisinden uzaklaştırıyor ve ceza olarak doktorlar size şunları söyleyecek: 'Şeker yemeyin, meyve yemeyin, et yemeyin, tereyağına dokunmayın ve ballara dokunmayın…' İnsanoğlu gelip Göklerin Rabbine karşı alçak gönüllülüğünü ilan etmeyi öğrenmeli. Bunu yapmadıkları sürece, kulluklarını ilan etmedikleri sürece cezalandırılacaklar ve hiçbir şey onlara, tüm dünyayı ilaçlara boğsalar bile onlara herhangi bir tedavi veya sağlık vermeyecek. Tüm dünya doktorlar, ilaçlar ve uzmanlarla doldurulsada, yine de insanlara herhangi bir sağlık veya sıhhat ya da barış ya da memnuniyet vermeyecek ya da acılarını ve ızdıraplarını alması imkansız olacaktır. Bu iyi bilinmelidir.

Tüm insanlara sesleniyorum, belki böylece ilahi uyarılar tarafından uyarılabilirler. Bu küçük kitapçıkta bildirilen her şey bu koşulla söylenmiştir. Umarım Yüce Allah'tan bunun insalar için sonsuz rahmet ve yararlı olmasını dilerim. Allah bize rahmet etsin ve mazeretimizi kabul etsin ve sonsuz rahmetiyle bize bağışlasın ki, imanlı ve iyi kullar olalım.

ANEMİ:
Kuru üzüm ve şekerle pişmiş havuç yiyin. 40 gün boyunca her sabah ve akşam.

ANGİNA:
Sabah ve akşam boyun ve başa sirke sürün. Sıcak tutun: yün çorap ve yün şapka giyin.

APANDİSİT:
Arpa öğütün ve süt ile kaynatın. Hala sıcakken vücudun apandis bölgesine bir veya iki kez koyun. Bütün gün ve bütün gece orada bırak. 5 karanfil (öğütülmüş) ile kaynatılmış ve hala sıcakken balla karıştırılmış süt için. Sabah, öğlen ve akşam bir fincan.

ARTRİT:
Koyun paçalarını jöleye dönüşene kadar bol su ile kaynatın. Başka bir şey yemeden veya içmeden önce her sabah birkaç kaşık alın. 40 gün tekrarlayın.

ASTIM:
Bir avuç keten tohumu alın, öğütün ve bir çay bardağı sütle kaynatın. Karışımı bir beze koyun ve boyundan göbeğe kadar ve boyundan bele kadar örtün. Yün ile sarın ve gece boyunca bekletin. 3, 5 veya 7 gece tekrarlayın. Ve / veya Turp alın, ezin ve bir kaşık dolusu bal ile karıştırın. Sabahları bir kez ve akşamları bir kez 15 gün boyunca tüketin.

YATAĞA ISLATMA:
Yatmadan önce şekerle karıştırılmış büyük bir kaşık çöven (Saponaria officinalis) tüketin.

ARI SOKMASI:
Arının soktuğu yere sirkeli bir parça pamuk koyun.

MESANE + BÖBREK ENFEKSİYONU:
5 kilo salatalık alın. Soyun. Kabuklarını alın ve 3 demet maydanoz ile 2 katı kadar su ile bir tencereye koyun. Kaynamaya bırakın. Suyun yarısı kaynayıp buharlaştıgında, süzün ve suyunu buzdolabına koyun. Enfeksiyon gidene kadar her sabah, öğle ve akşam dolu bir çay bardağı için.

KAN NAKLİ:
Kan nakli yapmak yerine kanınızı bu çorbayı içerek temizleyin: karabiberli, zencefilli, tarçınlı ve karanfilli kemik iliği çorbası.

KANSIZLIK:
Sabır! Vücudunuz kendiliğinden yeni kan üretir. 40 gün içinde kaybedilen kan yeniden üretilecektir. 'KAN NAKLİ'ndeki aynı çorbayı ve ballı koyun sütü için.

BEYİN SARSINTISI:
1. Hareket etmeyin ve dokunmayın!
2. Sadaka ödeyin.
3. Her sabah çekirdekli 21 kuru üzüm yiyin.
4. Her sabah öğlen ve akşamları soğuk veya ılık ballı süt içirin.
5. Asla bir ameliyat yapılmasına izin vermeyin.

YANIK:
Yanığa önce soğuk su ve sonra zeytinyağı sürün.

SEZARYAN:
Ben doğmayacak bebekler olduğuna inanmıyorum. Tek sorun, sabırsız olmamız. Fetusu annenin rahmine eken O, onu ortaya çıkarmalıdır. Ama biz sabırlı değiliz. Sezaryenlerin çok fazla yapılmasının bir başka nedeni, insanların sezaryeni normal doğumdan daha fazla tercih etmesidir. Doktorların anneler için en iyisini yaptıklarına inanmıyorum. İyi ve doğru bir şey yaptıklarına inanmıyorum. Hata şu ki, İstanbul gidip gelinmeyecek kadar büyük bir şehir, yani öğleden sonra ağrı arttığında, daha yakın olan başka bir hastaneye götürülmek zorunda kaldı. Özel koğuşta diğer iki jinekolog ona baktı ve “Bu onun için çok fazla ağrı verir, elleri zaten mavileşmiş, bu da tehlikeli olduğu anlamına geliyor. Ve bebek baş aşağı değil. Ayaklar aşağıda, ne yapabiliriz?”
Nöbetçi doktor cevapladı, eğer yanlış birşey varsa, sezaryen yapmalısınız. Ve gelinim bunu istemediğini bağırsa da, yaptılar. Sabah ziyaret ettiği ilk doktor, daha sonra bana her şeyin yolunda ve normal olduğunu söyledi. Ayrıca başın olması gerektiği gibi aşağıda olduğunu, diğer doktorların söylediği gibi olmadığını söyledi. Başından beri her şeyin normal olduğunu doğrulayan bu doktor, hamileliğin tüm ayı boyunca onu inceleyen doktordu, bu yüzden o bilmeli.
Bu yüzden ne zaman sezaryen yapacağına karar verme konusunda doktorlara inanmıyorum. Para alıp kestiler. Ve neler olduğunu bilmeyen hastaları, anne için tehlikeli olup olmadığına nasıl karar verirler? Kabul etmiyorum.
Şeyh Nazım El-Hakkani k.s

KANSER:
Kansere karşı soğan suyu;
1/2-1çay bardağı (normal boy) dolduracak ölçüde hasta rahat içebiliyorsa tüm çay bardağı, her sabah taze olarak soğanları metal deydirmeden seramik bıçak yardımıyla küçükce doğranır ve bir tülbent den suyu sıkılır.
Aç karnına Cenabı Allah dan şifa ve Şeyhimizden himmet dileyerek içilir, 1- 11/2 saat den önce başka birşey yiyip içilmez. Her sabah itina ile ayriyeten şifası için sadaka verilir.

Bu dua da şifa için tavsiye edilmiştir:

Besmele
Allahümme inni es-elüke bi enne lekel hamdü la ilahe illa ente ya hannanü, ya mennanü, ya bediy-as semavatı vel ardı ya zel celali vel ikram".

Ezhibl be'se Rabbin'nasi eşfi ve enteş'Şafi
la şifae illa şifâuke
şifaen la yügadiru sekama

3 x Bismillâh, rabbiyallâhi tasamtü-billâh, fevvadtü emrî ilallâh, mâşâallâh, lâ kuvvete illâ billâh.

Tedbir kuldan takdir ALLAH'TAN
ALLAH tüm hastalarımıza şfa versin inşaALLAH

Ve min Allah'ıt Tevfik

TİROİD BEZİ KANSERİ:
40 gün boyunca tekrarlayın: Her sabah aç karnına bir çay bardağı dolusu soğan suyu için.

BÜYÜYMEYEN ÇOCUKLAR:
Sadaka ödeyin! Onlara yemek için kemik iliği çorbası ve içecek için koyun sütü verin.

KOLERA:
Hiç birşey yemeyin ve içmeyin! İçinizi temizlemek için Epsom tuzu alıp kullanın. Bir gün boyunca yemek yemeyin ve mümkünse su da içmeyin. Gerekirse, pişmiş yıkanmamış pirinç suyunu için.

KOLESTEROL:
Kolesterolün ana nedeni şarap içmektir. Şarap kandaki kolesterolü bir mıknatısın demiri bir araya topladığı gibi çeker. Her öğünde soğan ve sirke salatası yiyin.

KOMPULSIF BOZUKLUK:
Günde 2 kez tüm vücudu yıkamak yeterlidir. Daha fazla yapılıyorsa: Kollarınızı dirseklerinize kadar bir çöp kovasına koyun. Ardından yüzü ve kafayı çöp kutusunun kiriyle kaplayın. 10 dakika boyunca bekletin, sonra yıkayın.

KABIZLIK:
3-5 inciri suda kaynatın. Suyunu için ve uyumadan önce incirleri yiyin.

ÖKSÜRÜK / BRONŞİT:
Gece uyumadan önce:
1. 3 yemek kaşığı zeytinyağını ısıtın
2. büyük bir parça pamuklu yünü sıcak zeytinyağına batırıp ıslatın
3. gazeteye sarın
4. hala sıcakken göğsünüzün üzerine koyun
5. yünlü bir kazak ile giyin ve sabaha kadar bekletin.
10 gece tekrarlayın: Ayrıca günde dört kez bir bardak su ve bal kaynatın: Karanfil, tarçın, karabiber ve / veya dolu bir kaşık mısır ununu bir bardak süt ile kaynatın. Şeker veya bal ekleyin ve uyumadan önce sıcak için. Başınızı tercihen yün ile kaplayın.

GÖZ KAYMASI/ŞAŞILIK:
3 diş sarımsağı ezin ve bir kaşık bal ile karıştırın. Aç karnına her sabah yiyin. 40 gün boyunca tekrarlayın. Gitmediyse, 40 gün daha tekrarlayın.

KULAKLARDAKİ KİRDEN DOLAYI OLUŞAN SAĞIRLIK:
Bir şırıngaya sıcak zeytinyağı koyun ve her kulağınıza 3 damla damlatın. 2 dakika sonra pamuk ile temizleyin.

DEPRESYON:
Hastaneleri, akıl hastanelerini ve hapishaneleri düzenli olarak ziyaret ettiğinizde depresyonunuz kendiliğinden hızla geçecektir.

DİYABET:
Günde birkaç kez kaz otu (galyum aparin) ile yapılan çay içilmeli.

İSHAL:
Bir dolu kaşık ince öğütülmüş kahve alın ve limon suyuyla karıştırın. Sonrasında bir bardak su ile yutulabilir. Birkaç saat boyunca yemek yememeli ve su içilmemeli.

BAĞIMLILIK:
(alkol, tütün, eroin, kokain gibi) Şart olan uyuşturucu bağımlısı olan kişinin bırakmak istemesi ve bunu yapmak için irade gücünu kullanmasıdır. Bir şişe su alın. Kur'an-ı Kerim'in ilk suresine okuyun: 40 kez Fatiha. Her Fatiha'dan sonra su şişesine üfleyin. Her kullanma dürtüsü hissettiğinizde, onun yerine sudan bir yudum için.

KULAK AĞRISI:
Küçük bir kaşık çörekotu alın ve kavurup, parçalayın. Daha sonra zeytinyağı ekleyin, ısıtın ve her sabah ve akşam iyileşene kadar 7 şer damla bir şırınga ile kulağa damlatın.

EPİLEPSİ:
2 Epileptik grubu vardır:
1. Cinlerden ele geçirilmek
2. Beyindeki işlev bozukluğu
1-Saldırı cinlerden kaynaklanıyorsa, atak bitene kadar boynun arkasına bir parça metal koymak yararlıdır. Herhangi bir metal olabilir; bıçak, kaşık.. Her zaman deri kaplı bir muska taşımalıdırlar. Herhangi bir Sure üzerine okunabilir.
2-Bu bazen bebeklerin kafalarının üstüne düşmesinden dolayı kaynaklanabilir ve bu daha sonra kafadan kanamalarına sebep olup kanın pıhtılaşmasına ve beynin geri kalanına zarar vermesine neden olabilir. Bu hastalar başlarının tepesini traş ettirip hacamat yaptırmalı. Temiz olan kan değil sadece pıhtılaşmış kan alınmalıdır. 3 kez tekrarlanmalı. Daha sonra bir tüy üzerinde inek safrası alın ve aynı yere koyun. Tereyağı ve çörekotunu kalın kıvamda karıştırın ve üzerine koyun. Baş bandını her 24 saatte bir değiştirerek ve üzerine yeni karışım koyarak 3 gün boyunca bağlayın. Bir seyans yeterlidir, inşaAllah.

HİPERMETROP:
1 büyük veya 3 küçük diş sarımsağı ezin ve balla (bir çay kaşığı) karıştırın ve başka aç karnına her sabah yiyin. 40 gün sadaka ödeyin.

KORKU:
Bu manevi yaşantınıza bağlıdır
1. Eğer inanmıyorsanız inanmaya başlayıp iman etmeniz gerekir, çünkü size Allah'tan başka hiç kimse huzur vermez.
2. Eğer mümin iseniz ve herhangi birine asla zarar vermediyseniz, korkmanız için hiçbir nedeniniz yoktur. Eğer zarar verdiyseniz ya da hoş olmayan bir eylemde bulunduysanız, bunu durdurmalısınız çünkü o zarar sana geri döner. Eğer isyankar olmakta ısrar ederseniz, korkunuz devam edecektir.

İLK YARDIM:
1. Kan kaybını önlemek için yaraları bağlayın.
2. Sıcak tutun.
3. İçmek için taze limon suyu veya ayran verin.

SAFRA TAŞLARI:
Her sabah ve akşam bir türk kahvesi fincanı dolu turp suyu için. 15 - 40 gün boyunca tedaviye devam edin.

GAZ ÇIKARMAK:
Her sabah, öğlen ve akşam anason çayı için.

SAÇ KAYBI:
Saçınızı yıkarken başka şampuanlar kullanmayın, sadece zeytinyağı sabunu veya defne sabunu kullanın. Yıkadıktan sonra kafa derisini zeytinyağı ile ovalayın. Kadınlar için: halka açıkken nazardan kaçınmak için başınızı örtmeye çalışın.

SAMAN NEZLESİ:
Her sabah ve akşam: Her burun deliğine 3er damla zeytinyağı damlatın. Başınızı her zaman örtün!

BAŞ AĞRISI:
Baş ağrılarının birçok nedeni olabilir. Nedenini bulmak önemlidir. Bazen vücuttaki başka bir hastalık buna neden olur. Durum böyle değilse, o zaman sebebi boyundaki sinir sistemlerinin ağrı vermesi olabilir.
1. Başınıza ve boynunuza masaj yapın/yaptırın.
2. başınızın etrafına sirkeye batırılmış bir parçayla sarın.
3. başınızı örtün
4. 15 büyük kahverengi fasulyeyi kaynatın, suyunu için ve fasulyeleri yiyin.

KALP KRİZİNİ ÖNLEMEK:
Kalp krizi, vücudumuza özen göstermememizin bir cezasıdır. Damarlar için en zararlı şey sigara içmektir. Damarlarınız sizi sigara içtiğiniz için asla affetmez, bu yüzden:
1. Sigarayı bırakın.
2. Mümkün olduğunca çok ayva yiyin: reçelini, salatasını, tomurcuk çayını (istediğiniz gibi)
3. Canınızı sıkmayın!

GENEL KALP SORUNLARI:
Orta boy bir soğanı sıcak küllerle dolu bir tencereye koyun ve soğan kavrulana kadar ateşte pişirin. Sabah ilk olarak bunu ye. 40 gün boyunca. Ayrıca uzun yıllar sigara içtikten sonra vücudu temizlemek için bir arınma yöntemidir.

KALP YANMASI:
Her sabah 2 turunç suyu (yabani portakal) için. Mevcut değilse, greyfurt suyuda olabilir.

HEMOROİD:
Aç karnına sabahları 10-12 ardıç meyvesini çiğneyin. Sonra bir bardak su için. Dişleriniz yoksa, yemeden önce meyveleri ezin. 15 gün boyunca tekrarlayın.

HERPES:
Her sabah 10 gün boyunca bir bardak turunç (yabani portakal) veya greyfurt suyu için.

YÜKSEK TANSİYON:
(Eski kandaki beyaz hücreler her zaman ölür. Böbrek bunu temizler. Bazen damarlara girerken, kan pıhtılaşır.) Omuzlarınızı ve başınızı yılda 2 kez hacamatlayın, tercihen ilkbaharda ve sonbaharda havalar çok sıcak veya çok soğuk değilken.

ZAYIF BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ:
Her sabah çekirdekli 21 kuru üzüm ve bol miktarda badem yiyin.

UYKUSUZLUK HASTALIĞI:
Asla öğleden sonra ve gün batımı arasında uyumayın! Güneş battıktan sonra kahve veya çay içmeyin! Gün batımından sonra uykulu hissettiğinizde hemen uyuyun. Uykunuza saygı duyun, savaşmayın. Bu önlemleri aldıktan 40 gün sonra uyku probleminiz çözülecektir inşaAllah.

SİYATİK:
Tuzu ısıtın ve 10 dakika boyunca masaj yapın. Sonra 10 dakika zeytinyağı ile masaj yapın. Vücudun üst kısmını yünle sıkıca bağlayın. Uyumadan önce günde bir kez uygulayın.

BÖBREK TAŞLARI:
Kekik bitkisini kökleriyle birlikte alın. Yapraklarını ayıklayıp yıkayın. Kaynar suya koyun ve kısık ateşte bırakın. Bir gün boyunca bitkiyi içinde bekletin. İkinci gün sabah, öğlen ve akşam bir bardak dolusu için. Böbrek dinlenmiş hissedene kadar tedaviye devam edin.

KARACİĞER TAŞLARI:
Bir yumurtayı alın. Yıkayın, saf limon suyu ile doldurulmuş bir bardağa koyun ve bardağı kapatın. Bir gece bırakın. Sabah sert kabuk erimiş olacaktır. Yumurtayı kalan ince deri ile dikkatlice fincandan çıkarın ve başka bir yerde kullanın. Limon suyu ve eritilmiş yumurta derisini, bir şey yemeden bir veya iki gün üst üste için.

DÜŞÜK KAN BASINCI:
Aç karnına sabah 21 kuru üzüm yiyin. Çekirdeklisi daha faydalı olucaktır. 40 gün boyunca devam edin.

SITMA:
Her gün büyük bir kaşık sıvı kinin alın ve başınızı sirkeye batırılmış bir bezle örtün.

MASAJ:
Vücuda masaj yaparken, önce kristal tuzunu ısıtın, bir parça kumaşa sarın ve masajı onunla yapın.

KIZAMIK:
Günde üç kez büyük bir kaşık keçiboynuzu şurubu yiyin. Mevcut değilse, elma şurubu alınız. Sadece hastalık sırasında yenmesi daha faydalıdır.

MORBUS CROHN / ÜLSERATİF KOLİT:
1. 20-25 meşe palamudu kavurun, ezin ve bir bardak balla karıştırın. Aç karnına her sabah bir yemek kaşığı tüketin.
2. 1 saat sonra ısırgan otlarını (ıspanak gibi pişirilir) pişmiş buğday, beyaz fasulye ve mısırla karıştırın. İsteğe göre şeker veya tuz ekleyin.
3. Öğle yemeğinden bir saat önce büyük bir kaşık zeytinyağı tüketin. 7 gün boyunca et ve tereyağı türketmeyin, sadece vejetaryen yağları, en iyisi zeytinyağı tüketebilirsiniz. Kuru şeyler yemek daha faydalıdır.

AĞIZ ENFEKSİYONU VİRÜSÜ:
2 çay kaşığı çörekotunu kavurun. Sonra onları parçalayın ve 10-15 dakika ağızda bırakın. Günde birkaç kez tekrarlayın.

KAS DİSTROFİSİ:
1. Kemik iliğinden çorba yapın ve her sabah, öğlen ve akşam tüketin.
2. Mümkün olduğunca çok kuru üzüm yiyin.
3. Çörekotunu ezip kavurun ve doğal balla karıştırın ve her sabah, öğle ve akşam bir kaşık tüketin.
4. Sadaka ödeyin.

KABAKULAK:
Her sabah, öğlen ve akşam bir kaşık keçiboynuzu şurubu tüketin. Enfekte bölgeyi günde birkaç kez zeytinyağı ile ovalayın.

TIRNAK YEME ALIŞKANLIĞI:
Parmaklarınıza acı biber sürün.

NÖRODERMATİT:
1. Her sabah bir yemek kaşığı rafine edilmemiş zeytinyağını tüketin.
2. Her gün banyo yapın. Daha sonra tüm vücudunuzu önce limon ve sonra zeytinyağı ile ovalayın. Hastalık kaybolana kadar tedaviye devam edin.

BURUN KANAMASI:
Fırında kavrulmuş bademlerin sert derisini alın ve ince toz haline getirin. Koklayarak burnunuza çekin!

OBEZİTE:
Her sabah aç karnına bol miktarda sirke içeren bir salata yiyin. Bir saat sonra yemek yiyin ve karbonhidratları proteinlerle karıştırmamaya özen gösterin. En iyisi sadece bir çeşit yemek tüketmek. Günün geri kalanında ne istersen ye. Bu diyete 40 gün devam edin.

İNME/FELÇ:
1. Sadaka ödeyin
2. Her gün sabah, öğle ve akşam 3 kez zeytinyağı ile 10-20 dakikalık bir masaj yapın.
3. Çörekotunu ezin ve suyla kaynatın. Sonra balla karıştırın ve sabah, öğle ve akşam çay olarak için.

PARODONTOZ:
(dişler daha uzun büyür, şiddetli diş eti enfeksiyonu) Diş etinizi günde birkaç kez kanayana kadar misvak ile fırçalayın. Bu tedaviye üç gün devam edin.

PELVİS AĞRISI:
Zeytinyağını ısıtın ve masaj yapın.

SİVİLCE:
Genellikle olgunluk belirtisi. 5 dakika masaj yaparak zeytinyağı sürün ve gece boyunca bırakın. Veya her sivilceye bir sülük koyun ve kendi kendine düşene kadar bırakın.

GEBELİK VE ULTRASON:
Bir kadın hamile olduğunda, doktora gitmesi bile tavsiye edilmez. Kimse fetüse karışmamalı. Bu çok yanlış ve İlahi Kurallara aykırı. Yüce Allah fetüsü yaratmaya ve tamamlamaya başladığında melekler üzerinde çalışıyor. Asla doktorların içeride ne olduğuna bakmasını istemiyorlar. Bir güven olarak kalmasını istiyorlar. Bu yüzden gitme. Her ay doktorlara gitmek en yanlış şey. Günümüzde çoğu doktor birer iş adamı ve her şeyi işi olarak görüyor yapıyor. Buna gerek yok! Bir kadının hamile olduğu belli olduğunda, ona dokunmayın, her ay kontrole gitmeyin. Eskiden hiç kontrolümüz yoktu. Hiç kimsenin! Sadece doğum sancıları geldiğinde, Bismillahirahmanirahim diyen ebe çağırırdık. Ya Rabbi kulun gelsin! Doktorların yaptığı her kontrole karşıyım ve ultrason fetus için yapılacak en tehlikeli şey. Fetüsün rahatsız edilmesi kabul edilemez. Hiç kimse fetusu yerinde rahatsız etmemelidir. Hayır! Bu nedenle, ultrasonu kullanılan fetuslarda, doğan çocukların çoğu zaman bazı kusurları olur: gözlerden geçen ultrason onları körleştirebilir, kulaklarından geçince sağır yapar veya sesine zarar verip aptallaştırır. Uzun lafın kısası ultrason tamamen gereksiz birşey. Kanser için bile.Doktorlar kanseri tedavi etmek için bir ilacı nasıl bulacağını bilmiyorlar, bu yüzden hiçten yere için ultrason yapıyorlar. Bu onların sadece daha fazla para alabilmeleri için iyidir. Bir tedavi değildir. Bu yüzden genel olarak Ultrasona karşıyım.
Mevlana Şeyh Nazım El-Hakkani k.s

SEDEF HASTALIĞI:
Cildinizi günde iki kez önce limon ve sonra zeytinyağı ile ovalayın.

ROMATİZMA:
Arıların dışkısını kremsi olana kadar peynir altı suyu ile karıştırın. Sonra romatizmalı bölgeye sürün ve saf yünle örtün.

BURUN AKINTISI:
Okaliptüs yapraklarını suda kaynatın ve günde birkaç kez içinize çekin.

ŞOK:
Sıcak süt için.

ŞİZOFREN:
Her zaman bir tevhid takmalı ve güçlü biri 40 gün boyunca üzerine Kur'an-ı Kerim'den sureler okumalı.

AKREP ISIRIĞI:
Isırık üzerine tuz ve tükürük koyun.

DENİZ TUTMASI:
1. Yemek yemeyin!
2. Uzanın
3. Soğan koklayın

MİYOPLUK:
Her sabah aç karnına bir kaşık balla karıştırılmış 3 ezilmiş diş sarımsak tüketin. 40 gün boyunca devam edin.

CİLT KANSERİ:
1. Kızarana kadar cildi sirkeye batırılmış pamukla ovun. Özellikle geceleri uyumadan önce. Gece boyunca bırakın.
2. Mümkün olduğunca az güneşe çıkmaya çalışın. Gerekirse, cildinizi tamamen örtün. Ayrıca yüzünüzü de örtmeye özen gösterin.

BACAKTA BUERGER HASTALIĞI:
1. Her sabah aç karnına bir bardak soğan suyu için. Daha iyi hissedene kadar tekrarlayın.
2. Zeytinyağı ve parafini karıştırın ve bacağınıza yaklaşık 15 dakika boyunca güçlü bir masaj yapın.
3. Her sabah, öğle ve akşam elma veya üzüm, sirke ve yağ içeren bir salata yiyin.

YILAN ISIRIĞI:
Isırılan bölgeyi emin ve etrafına sıkıca bir şey bağlayın. Sonra üstüne limon veya sirke koyun veya ağrı gidene kadar tuzlu suya koyun.

BOĞAZ AĞRISI / SOĞUK ALGINLIĞI:
Her sabah öğle ve akşam: Biraz sıcak su alın, limon suyunu içine sıkın ve gargara yapın. Günde birkaç kez için: kaynar suya ilk önce limon suyu sıkın ve sonra da limon derisini ve biraz bal ekleyip için.

AYAK BILEĞİ BURKULMASI:
Soğanı doğrayın ve küçük parçalarını burkulan bölgeye koyun. Bir parça kumaşı sıkıca bağlayın ve birkaç saat orada bırakın. Şiddetli vakalarda şişlik gidene kadar birkaç kez tekrarlayın.

KEKEME:
Kırlangıç yumurtasının kabuğunu alın ve bardak olarak kullanın. İçinden günde birkaç kez her seferinde Bismillahirrahmanirrahim diyerek su için.

KISIRLIK:
4 kg hurmayı alın ve bir tencereye koyun. İki katı kadar su ekleyim ve yarısı kaynayıp buharlaşıncaya kadar kaynatın. Soğuyana kadar bekleyin. Bir bez parçasıyla sıkıp süzün ve bu meyve suyuna 0.33 litre keçiboynuzu suyu ekleyin. Buzdolabında saklayın. Her sabah ve akşam bir çay bardağı için.

KARIN AĞRISI:
Nane çayı için. Açsanız, haşlanmış pirinç suyunu için. Veya / ve: Çörekotuni kavurun. Yağını alıp bal ile karıştırın. Veya: Bir kaşık zeytinyağı tüketin.

GÜNEŞ ÇARPMASI:
Başınızı ve gövdenizi soğuk suyla yıkayın.

DİŞ GICIRDATMASI:
(özellikle uyku sırasında) Keçinoynuzunu ısırın!

YIRTIK KAS:
4 gün boyunca eklemi mümkün olduğunca az hareket ettirin. Zeytinyağı ile günde 3 kez güçlü bir masaj yapın, her masaj 10-15 dakika kadar olmalı. Eklemi elastik bir bandajla sarın.

UYANDIĞINDA PARMAKLARIN SERTLEŞMESİ:
Bu zayıf sinirlerin bir işaretidir, bu yüzden: Her sabah aç karnına 21 kuru üzüm yiyin (tercihen çekirdekli). Uyumadan önce parmaklarınıza zeytinyağı sürün.

VARİSLİ DAMARLAR:
Kestirip ameliyat yaptırmayın! 10-15 dakika boyunca üzerlerine ve çevresine zeytinyağı ile güçlü bir masaj yapın. Her gece 40 gece tekrarlayın. Sadaka ödeyin.

VAJİNAL PARAZİT:
1 kaşık balı, eritilmiş bir kaşık tereyağı ile karıştırın. Her sabah aç karnına hala sıcakken yiyin. 40 gün boyunca.

BACAKLARDA SU TOPLAMASI:
Dış ve iç ayak bileğine bir sülük koyun ve kendiliğinden düşene kadar orada bırakın.

UYARILAR:
Maneviyatı güçlü birinin üzerine okumasını isteyin. Sadaka ödeyin.

ZAYIF HAFIZA:
Her sabah tohumla 21 kuru üzüm yiyin ve Bismillahirahmanirahim deyin! Her biri ile.

SARIHUMMA:
1. Limonları sıkın ve balla karıştırın. Her sabah, öğle ve akşam soğuk olarak içebildiğiniz kadar için.
2. Sadaka ödeyin!
3. Pirinci limonla yiyin.
4. Başı ve mideyi sirkeye batırılmış giysilerle örtün.