Yarim İstanbul’u meskenmi tutu

[XFB] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Hikayesi Olan Türküler kategorisinde Prenses tarafından oluşturulan Yarim İstanbul’u meskenmi tutu başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 567 kez görüntülenmiş, 2 yorum ve 7 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Hikayesi Olan Türküler
Konu Başlığı Yarim İstanbul’u meskenmi tutu
Konbuyu başlatan Prenses
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan DeNiZ

Prenses

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Mar 2020
Mesajlar
710
Tepkime puanı
1,068
Puanları
93
Konum
istanbul


Kayserinin bir köyünden gurbete giden yeni evli bir gencin, dünyalar güzeli öksüz eşini bir başına bırakıp gitmesini anlatıyor bu türkü.

Bu türkü zavallı kızın çaresizliğini anlatıyor.

Onunla gidenler hep geri dönmüşler bir dönmeyen onun eri kalmış onu anlatıyor.

Kayseri ve köylerinde; yazları inşaatlarda çalışmak üzere büyük şehirlere giden erkekler, havaların serinlemesi ile birlikte, ellerinde kışın yiyecekleri kadar paraları ile dönerler.
Bu adet böyle eskiden beri devam etmektedir.

Bu güzel kızın, garip köylü güzelin eşi de, yakışıklı kocasıda bu niyetle gitmiş, gitmiş gitmesine de dönmemiş.

Bu garibim kalmış bir başına.
Beklemiş – Beklemiş – Beklemiş.

Ne çıkar gelen yok giden yok…

Güzel taze gelin.
Çocuğu da olmamış. Kalmış bir başına…
Kocası gittikten sonra yıllar birbirini kovalayıp gelen giden olmayınca koskocaman yedi yılda geçince köydekiler başlamışlar garibime acımaya.

Kimi dedikodu yapıyormuş:
“O orada birilerini buldu, boşuna beklersin diyormuş.”
“Kimi aklına şaşayım bu güzellikle ne gelmeyecek birini bekliyorsun diyormuş.”

Güzel gelinin içi acıyormuş ama onun güzü yolunu beklediği erinden başkasını görmüyormuş.

Köyde peşine düşende varmış, onla evlenmek isteyende.

Boşuna onun için varsa yoksa eri varmış.

Bir gece bir rüya görmüş.

İstanbul’daymış. Eşini de uzaklardan görmüş.
Birde ne görsün!
Eşi kadınların kızların arasında, keyfide pek yerinde…
İçine ateş düşmüş. Kanter içinde, ağlayarak uyanmış.

Feryat ederek bir türkü söylemeye başlamış.

Bütün köy bu güzel sesi, bu feryadı figanı dinlemiş…

Yârim İstanbul'u mesken mi tuttun,
Gördün güzelleri beni unuttun,
Sılaya dönmeye yemin mi ettin;

Gâyrı dayanacak özüm kalmadı,
Mektuba yazacak sözüm kalmadı...

Yârim sen gideli yedi yıl oldu,
Diktiğin fidanlar meyveyle doldu,
Seninle gidenler sılaya döndü;

Gâyrı dayanacak özüm kalmadı,
Mektuba yazacak sözüm kalmadı...

Yârimin giydiği ketenden gömlek,
Yoğumuş dünyada öksüze gülmek,
Gurbet ellerinde kimsesiz ölmek;

Gâyrı dayanacak özüm kalmadı,
Mektuba yazacak sözüm kalmadı...

İğde çiçek açmış dallar götürmez,
Dağlar diken olmuş kervân oturmaz,
Benim bağrım yufka sitem götürmez;

Gâyrı dayanacak özüm kalmadı,
Mektuba yazacak sözüm kalmadı...

Bu İstanbul nice evleri yıktı,

Ayrılık ateşi bağrımı yaktı,

Güzel vatanının suyumu çıktı;


Gâyrı dayanacak özüm kalmadı,

Komşulara bakacak yüzüm kalmadı...


Yârim İstanbulda selvi, söğütsün,
Şeklini unuttum, nasıl yiğitsin,
Seninle gidenler oğlan büyütsün,


Gâyrı dayanacak özüm kalmadı,

Komşuya varacak yüzüm kalmadı...

GİTTİ GENÇLİK ELDEN,
GELME... LÜZUM KALMADI...














Yarim İstanbul’u Mesken Mi Tuttun Hikayesi

Güz güneşi sarı sarı
 

Aybala

Işıkları kapadım benibulmak isteyen kendini yaksın
Admin
Katılım
2 Nis 2020
Mesajlar
380
Tepkime puanı
4,866
Puanları
113
Konum
Forum keyfi.net
Gusel türkü premsesim