M
MeLiS
Ziyaretçi
GÖREVİMİZ ÇİÇEK DEĞİL, ÇOCUK YETİŞTİRMEK -
Karı-koca hafta sonu müstakil bahçeli evlerinde hoşça vakit geçirmek isterler. Yanlarına oğullarını da alarak sabahleyin çiçeklerle donattıkları bahçelerinde kahvaltı yaptıktan sonra, evin beyi çim biçme makinesiyle bahçedeki çimleri biçmeye koyulur. Minik oğul da merakla babasını izlemektedir. O esnada evin telefonu çalar ve karı-koca birlikte içeriye koşarlar. Telefon konuşmaları uzar. Bahçeye çıktıklarında, bir de ne görsünler: Minik yavruları, tıpkı babası gibi, çim biçme makinesiyle aylarca özene bezene yetiştirdikleri o güzelim çiçekleri biçmiştir. Baba, çok sinirlenir ve çocuğun üzerine yürür. Anne, eşinin önüne geçerek kocasını uyarır: “Hayır, yapma! Bizim görevimiz, çiçek yetiştirmek değil; çocuk yetiştirmektir.” Diğer bütün değerler gibi sükûnetin benimsenmesinde de asli görev aile büyüklerine, anne ve babalara düşmektedir. Hırçın anne ve babaların çocukları da genellikle hırçın ve uyumsuz olmaktadırlar. Çok söz değil, doğru davranış esastır.
Karı-koca hafta sonu müstakil bahçeli evlerinde hoşça vakit geçirmek isterler. Yanlarına oğullarını da alarak sabahleyin çiçeklerle donattıkları bahçelerinde kahvaltı yaptıktan sonra, evin beyi çim biçme makinesiyle bahçedeki çimleri biçmeye koyulur. Minik oğul da merakla babasını izlemektedir. O esnada evin telefonu çalar ve karı-koca birlikte içeriye koşarlar. Telefon konuşmaları uzar. Bahçeye çıktıklarında, bir de ne görsünler: Minik yavruları, tıpkı babası gibi, çim biçme makinesiyle aylarca özene bezene yetiştirdikleri o güzelim çiçekleri biçmiştir. Baba, çok sinirlenir ve çocuğun üzerine yürür. Anne, eşinin önüne geçerek kocasını uyarır: “Hayır, yapma! Bizim görevimiz, çiçek yetiştirmek değil; çocuk yetiştirmektir.” Diğer bütün değerler gibi sükûnetin benimsenmesinde de asli görev aile büyüklerine, anne ve babalara düşmektedir. Hırçın anne ve babaların çocukları da genellikle hırçın ve uyumsuz olmaktadırlar. Çok söz değil, doğru davranış esastır.