FARK ETMELİ...
Ne kadar çok şeyle yüzleştik şu bize yıllar geçmiş gibi gelen birkaç haftada? Daha ne ile ne kadarı ile yüzleşeceğiz? Meçhul... Hayatı ne kadar da ıskalıyor muşuz? Ne kadar büyük hırslar peşinde koşuyor muşuz? Daha iyi yaşamak için, daha güzel giyinmek için, daha güzel yemekler yemek için, daha çok kazanmak için, daha başarılı olmak için... Her şeyin daha da dahası için kendimize ne kadar acımasız davranıyor muşuz? Nasıl unutmuşuz fani dünyada kısa süreli misafirlik ettiğimizi? Küçücük bir virüs bize ayna oldu farkında mıyız? Neleri fark etmediğimizin farkında mıyız?
Bugün Pazar Yazısı yok. Bugün Can Yücel ustanın dizeleri bizim bütün duygularımıza tercüman olacak cinsten.
Bizi anlatan, bugünü anlatan yıllar önce kaleme dökülen dizeler...
"FARK ETMELİ...
Farkında Olmalı İnsan;
Kendisinin, Hayatın, Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı...
Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini de Fark Ettirmemeli Bazen...
Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını
FARK ETMELİ.
Anne Karnına Sığarken, Dünyaya Neden Sığmadığını Ve En Sonunda Bir Metre
Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını
FARK ETMELİ.
Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahrete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu
FARK ETMELİ.
Henüz Bebekken "Dünya Benim!" Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı Olduğunu,
Ölürken de Aynı Avuçların "Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum İşte!"
Dercesine Apaçık Kaldığını
FARK ETMELİ.
Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını
FARK ETMELİ.
Azrail'in Her An Sürpriz Yapabileceğini,
Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini
FARK ETMELİ
Ve Ölmeden Evvel Ölebilmeli...
Hayvanların Yolda, Kaldırımda, Çöplükte;
Ama Kendisinin Güzel ve mükemmel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini
FARK ETMELİ.
Eşref-i Mahlûkat (Yaratılmışların En Şereflisi) Olarak Yaratıldığını
FARK ETMELİ.
Ve Ona Göre Yaşamalı...
Gülün Hemen Dibindeki Dikeni, Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü
FARK ETMELİ.
Evinde Dört Kedi İki de Köpek Beslediği Halde
“Çocuk Sahibi Olmaktan Korkma”nın Mantıksızlığını
FARK ETMELİ.
Eşine "Seni Çok Seviyorum!" Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü
FARK ETMELİ.
Dolabında Asılı Yirmi Beş Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini Ama Arka Sokaktaki
Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu
FARK ETMELİ.
Zenginliğin Ve Bereketin Sofradayken Önünde Biriken Ekmek Kırıntılarını
Yemekte Gizlendiğini
FARK ETMELİ.
Annesinden Doğarken Tertemiz Teslim Aldığı Gırtlağını 60–70 Yıl Sonra Sigara Yüzünden Azrail'e Soba Borusu Gibi Teslim Etmenin “Emanete
Hıyanet” Sayılacağını
FARK ETMELİ.
63 Yıllık Ömründe
Hiç Karnı Doymayan
Bir Peygamber'in
Ümmeti Olarak
Aşırı Beslenme Yüzünden Sarkan Göbeğini
FARK ETMELİ.
Ömür Dediğin Üç Gündür;
Dün Geldi, Geçti; Yarın Meçhuldür;
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür, O da Bugündür.
FARK ETMELİ..."
Daha güzel bir dünyaya uyanmak dileklerimizle...
Kalın sağlıcakla...
Ne kadar çok şeyle yüzleştik şu bize yıllar geçmiş gibi gelen birkaç haftada? Daha ne ile ne kadarı ile yüzleşeceğiz? Meçhul... Hayatı ne kadar da ıskalıyor muşuz? Ne kadar büyük hırslar peşinde koşuyor muşuz? Daha iyi yaşamak için, daha güzel giyinmek için, daha güzel yemekler yemek için, daha çok kazanmak için, daha başarılı olmak için... Her şeyin daha da dahası için kendimize ne kadar acımasız davranıyor muşuz? Nasıl unutmuşuz fani dünyada kısa süreli misafirlik ettiğimizi? Küçücük bir virüs bize ayna oldu farkında mıyız? Neleri fark etmediğimizin farkında mıyız?
Bugün Pazar Yazısı yok. Bugün Can Yücel ustanın dizeleri bizim bütün duygularımıza tercüman olacak cinsten.
Bizi anlatan, bugünü anlatan yıllar önce kaleme dökülen dizeler...
"FARK ETMELİ...
Farkında Olmalı İnsan;
Kendisinin, Hayatın, Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı...
Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini de Fark Ettirmemeli Bazen...
Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını
FARK ETMELİ.
Anne Karnına Sığarken, Dünyaya Neden Sığmadığını Ve En Sonunda Bir Metre
Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını
FARK ETMELİ.
Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahrete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu
FARK ETMELİ.
Henüz Bebekken "Dünya Benim!" Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı Olduğunu,
Ölürken de Aynı Avuçların "Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum İşte!"
Dercesine Apaçık Kaldığını
FARK ETMELİ.
Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını
FARK ETMELİ.
Azrail'in Her An Sürpriz Yapabileceğini,
Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini
FARK ETMELİ
Ve Ölmeden Evvel Ölebilmeli...
Hayvanların Yolda, Kaldırımda, Çöplükte;
Ama Kendisinin Güzel ve mükemmel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini
FARK ETMELİ.
Eşref-i Mahlûkat (Yaratılmışların En Şereflisi) Olarak Yaratıldığını
FARK ETMELİ.
Ve Ona Göre Yaşamalı...
Gülün Hemen Dibindeki Dikeni, Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü
FARK ETMELİ.
Evinde Dört Kedi İki de Köpek Beslediği Halde
“Çocuk Sahibi Olmaktan Korkma”nın Mantıksızlığını
FARK ETMELİ.
Eşine "Seni Çok Seviyorum!" Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü
FARK ETMELİ.
Dolabında Asılı Yirmi Beş Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini Ama Arka Sokaktaki
Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu
FARK ETMELİ.
Zenginliğin Ve Bereketin Sofradayken Önünde Biriken Ekmek Kırıntılarını
Yemekte Gizlendiğini
FARK ETMELİ.
Annesinden Doğarken Tertemiz Teslim Aldığı Gırtlağını 60–70 Yıl Sonra Sigara Yüzünden Azrail'e Soba Borusu Gibi Teslim Etmenin “Emanete
Hıyanet” Sayılacağını
FARK ETMELİ.
63 Yıllık Ömründe
Hiç Karnı Doymayan
Bir Peygamber'in
Ümmeti Olarak
Aşırı Beslenme Yüzünden Sarkan Göbeğini
FARK ETMELİ.
Ömür Dediğin Üç Gündür;
Dün Geldi, Geçti; Yarın Meçhuldür;
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür, O da Bugündür.
FARK ETMELİ..."
Daha güzel bir dünyaya uyanmak dileklerimizle...
Kalın sağlıcakla...