En çok mesaj

Kullanıcı
Mesajı

96 Alak Sûresi

[XFB] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kur'an-ı Kerim kategorisinde Berşan tarafından oluşturulan 96 Alak Sûresi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 264 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kur'an-ı Kerim
Konu Başlığı 96 Alak Sûresi
Konbuyu başlatan Berşan
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Berşan

Berşan

Kayıtlı Üye
Katılım
26 May 2020
Mesajlar
246
Tepkime puanı
253
Puanları
43
Konum
Türkiye
Alak sûresinin meali, Arapça ve Türkçe okunuşu
Alak, insanın yaratılış safhalarından olan aşılanmış yumurtayı ifade eder. Bu sûreye İkra' sûresi de denir. Mekke'de inmiştir; 19 âyettir. İlk 5 âyeti, Kur'an'ın ilk inen âyetleridir. Bu sûrede okumanın, öğrenmenin üstünlüğü, insanın yaratılışı, kalemin özelliği, bunların insana Allah'ın ihsanı olduğu, insanın bunları düşünmesi, Rabbine itaat etmesi gerektiği, aksi halde azaba dûçar olacağı anlatılır.

اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ ﴿١﴾
1.
Ikra’ bismi rabbikellezî halak(halaka).
Yaratan Rabbinin İsmi ile oku.

خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ ﴿٢﴾
2.
Halakal insâne min alak(alakın).
İnsanı bir alaktan (embriyodan) yarattı.

اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ ﴿٣﴾
3.
Ikra’ ve rabbukel ekrem(ekremu).
Oku ve senin Rabbin, sonsuz kerem sahibidir.

الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ ﴿٤﴾
4.
Ellezî alleme bil kalem(kalemi).
Ki O, kalem ile öğretti.

عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ ﴿٥﴾
5.
Allemel insâne mâ lem ya’lem.
İnsana bilmediği şeyleri öğretti.

كَلَّا إِنَّ الْإِنسَانَ لَيَطْغَى ﴿٦﴾
6.
Kellâ innel insâne le yatgâ.
Hayır, muhakkak ki insan gerçekten azgınlık yapar.

أَن رَّآهُ اسْتَغْنَى ﴿٧﴾
7.
En raâhustagnâ.
Kendini müstağni görmesi (Allah’a ve hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını sanması) sebebiyle.

إِنَّ إِلَى رَبِّكَ الرُّجْعَى ﴿٨﴾
8.
İnne ilâ rabbiker ruc’â.
Muhakkak ki dönüş Rabbinedir.

أَرَأَيْتَ الَّذِي يَنْهَى ﴿٩﴾
9.
E raeytellezî yenhâ.
Nehyedeni (men edeni) gördün mü?

عَبْدًا إِذَا صَلَّى ﴿١٠﴾
10.
Abden izâ sallâ.
Bir kulu namaz kıldığı zaman.

أَرَأَيْتَ إِن كَانَ عَلَى الْهُدَى ﴿١١﴾
11.
E raeyte in kâne alâl hudâ.
Sen gördün mü? Eğer o (kul), hidayet üzere ise.

أَوْ أَمَرَ بِالتَّقْوَى ﴿١٢﴾
12.
Ev emera bit takvâ.
Veya takvayı emretti ise.

أَرَأَيْتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّى ﴿١٣﴾
13.
E raeyte in kezzebe ve tevellâ.
Sen gördün mü, eğer yalanladı ve yüz çevirdi ise?

أَلَمْ يَعْلَمْ بِأَنَّ اللَّهَ يَرَى ﴿١٤﴾
14.
E lem ya’lem bi ennellâhe yerâ.
Allah’ın (onu) gördüğünü bilmiyor mu?

كَلَّا لَئِن لَّمْ يَنتَهِ لَنَسْفَعًا بِالنَّاصِيَةِ ﴿١٥﴾
15.
Kellâ le in lem yentehi le nesfean bin nâsıyeti.
Hayır, eğer o gerçekten vazgeçmezse, mutlaka Biz, onu perçeminden (alnından) yakalarız (sürükleriz).

نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ ﴿١٦﴾
16.
Nâsiyetin kâzibetin hâtıetin.
Yalancı günahkâr alın.

فَلْيَدْعُ نَادِيَه ﴿١٧﴾
17.
Felyed’u nâdiyehu.
Haydi, meclisini (yardımcılarını) çağırsın.

سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَ ﴿١٨﴾
18.
Se ned’uz zebâniyete.
Biz yakında zebanileri çağıracağız.

كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ* ﴿١٩﴾
19.
Kellâ, lâ tutı’hu vescud vakterib. (SECDE ÂYETİ)
Hayır! Ona itaat etme ve secde et ve (Allah’a) yakın ol!