Sakız gibi beyaz halıma döktüğüm, ne yaptıysam çıkmayan mercimek çorbası lekesi umurumda değil.
En sevdiğim hırkamı kaybetmiş olmam,
düşüp de kırılan taa Roma’dan aldığım heykelcik ne hali varsa görsün.
Haftalardır gitmediğim, süresi biten cilt bakımı paketim, sana da güle güle.
Nicedir almak istediğim parfüm, bozuldu diye çıldırdığım kahve makinem, umurumda değilsiniz.
Aldığım 2 kilo, derdim değilsin.
Dip boyam, iki gün daha beklesin!
Hani pazara gidip taze sebze alacaktım ya, aklıma bile gelmiyor.
Sesiyle beni delirten şıp şıp musluk, sinirime dokunmuyorsun bile artık.
Arabamın sol aynası, çizik büzük sen de umurumda değilsin.
Kişisel kederim, hırsım, derdim, planım ne varsa yok artık!
Hiç biri umurumda değil.
Ama eşim umurumda.
Onu öpmeden sarılmadan yola düşmesin.
Köpeğim, her gece çıksın yatakta yatsın tamam.
Anam babam her gün seslerini duymazsam yaşayamam.
Dostlarım, arkadaşlarım sağ mı?
İş çıkışı eve vardı mı ekip arkadaşlarım?
Peki ya tanımadıklarım?
Onlar nasıl?
İyiler değil mi?
Ya iyi olmayanlar?
Ya hayatta olmayanlar?
Gündelik yaşamlarımızın gereklilikleri manasız artık.
Gözyaşım, kederim, acım, hırsım, hayallerim, arzularım artık hayatta olmayanlarımıza.
Kim acı çekiyorsa onunla birlikte eğiliyor başım.
Akıyor yüreğim.
Zaman bu zaman oldu bizim için.
Sen ben değil “biz” nasılız vakti işte şimdi.
Hoş her zaman paylaşmaktaydık acılarımızı ama gel gör ki böyle feci düşmemeliydik gönülden gönüle.
Şimdi zaman yok kendi derdimize dertlenmeye.
Olsun varsın beklesin beklemesi gereken ne varsa.
Biz biz olduk yaşamak için.
Göz yaşlarımızla anlaşıyoruz kalpten kalbe…
Hepsi bu işte…!
Doğa Rutkay Kamal
En sevdiğim hırkamı kaybetmiş olmam,
düşüp de kırılan taa Roma’dan aldığım heykelcik ne hali varsa görsün.
Haftalardır gitmediğim, süresi biten cilt bakımı paketim, sana da güle güle.
Nicedir almak istediğim parfüm, bozuldu diye çıldırdığım kahve makinem, umurumda değilsiniz.
Aldığım 2 kilo, derdim değilsin.
Dip boyam, iki gün daha beklesin!
Hani pazara gidip taze sebze alacaktım ya, aklıma bile gelmiyor.
Sesiyle beni delirten şıp şıp musluk, sinirime dokunmuyorsun bile artık.
Arabamın sol aynası, çizik büzük sen de umurumda değilsin.
Kişisel kederim, hırsım, derdim, planım ne varsa yok artık!
Hiç biri umurumda değil.
Ama eşim umurumda.
Onu öpmeden sarılmadan yola düşmesin.
Köpeğim, her gece çıksın yatakta yatsın tamam.
Anam babam her gün seslerini duymazsam yaşayamam.
Dostlarım, arkadaşlarım sağ mı?
İş çıkışı eve vardı mı ekip arkadaşlarım?
Peki ya tanımadıklarım?
Onlar nasıl?
İyiler değil mi?
Ya iyi olmayanlar?
Ya hayatta olmayanlar?
Gündelik yaşamlarımızın gereklilikleri manasız artık.
Gözyaşım, kederim, acım, hırsım, hayallerim, arzularım artık hayatta olmayanlarımıza.
Kim acı çekiyorsa onunla birlikte eğiliyor başım.
Akıyor yüreğim.
Zaman bu zaman oldu bizim için.
Sen ben değil “biz” nasılız vakti işte şimdi.
Hoş her zaman paylaşmaktaydık acılarımızı ama gel gör ki böyle feci düşmemeliydik gönülden gönüle.
Şimdi zaman yok kendi derdimize dertlenmeye.
Olsun varsın beklesin beklemesi gereken ne varsa.
Biz biz olduk yaşamak için.
Göz yaşlarımızla anlaşıyoruz kalpten kalbe…
Hepsi bu işte…!
Doğa Rutkay Kamal